Özgeçmiş

OYUNCU OLARAK BEN

On yılı aşkın süredir tiyatro alanında varlık gösteriyor, hem sahne önü hem de sahne arkası roller üstleniyorum. Tiyatroya olan bağım zamanla yalnızca oyunculukla sınırlı kalmadı; teknik ekip, yönetmen asistanlığı ve ışık operatörlüğü gibi alanlarda da üretimsel süreçlere dahil oldum.

Tiyatro eğitimime Zonguldak Devlet Konservatuvarı ve Academy İzmir’de başladım; şu anda Bahçeşehir Üniversitesi Konservatuvarı’nda son yılımı sürdürüyorum. Bu süreç, yalnızca performans değil; sahne arkasına dair çok yönlü bir beceri seti geliştirmemi sağladı. Festival gönüllülüğünden teknik görevlere, prova süreçlerinden sahne tasarımına kadar farklı pozisyonlarda yer aldım.

Sahne üzerinde Shakespeare, Çehov, Gogol ve Haldun Taner gibi klasik yazarların metinlerinde oyunculuk yaptım. Son olarak DasDas, Zorlu Stüdyo ve Baba Sahne gibi sahnelerde oynanan Dizilim adlı oyunda “Mr. Adamson” karakterini canlandırıyorum. Bu oyun, metnin çözümlemesi, karakterin çok katmanlı yapısı ve kolektif prova süreci bakımından oyunculuk yolculuğumda önemli bir eşik oluşturdu.

Kamera önü oyunculuğu da pratiğimin önemli bir parçası. Kısa film projelerinde başrol oynadım; bu süreçte yalnızca oyuncu olarak değil, aynı zamanda set düzeni, çekim planlaması ve yönetmenlik dili üzerine de fikir üretme pratiği geliştirdim. Oyunculuk yaklaşımımı derinleştirmek amacıyla Michael Chekhov ve Eric Morris teknikleri üzerine atölyelere katıldım; bu çalışmalar, karakter yaratımı, duygusal hazırlık ve fiziksellik konularında yöntemsel farkındalık kazandırdı.

Tiyatroya olan ilgim, metnin ötesine geçerek bütünsel bir sahne anlayışı kurmamı sağladı. Her rol, her görev ve her mekan, oyunculuk pratiğime yeni bir katman ekledi.

FOTOĞRAFÇI OLARAK BEN

Fotoğrafla ilişkim, öğrencilik yıllarımda başlayan sezgisel bir arayışın sonucuydu. Başlangıçta amatör bir uğraş gibi görünen bu ilgi, zamanla kent belleğiyle, yüzlerle ve ışıkla kurduğum kişisel bir diyaloğa dönüştü. Kamera ile ilişkim, yalnızca bir görüntü yakalama çabası değil; sokakların, ışığın ve anlık hikâyelerin peşinde sürdürülen bir içsel keşif. Analog fotoğrafçılıkla daha da derinleşen bu yolculukta, portreler ve kent dokusu üzerinden belleğe dokunan sahneler arıyorum. Işığın düşme biçimi, bir gölgenin sessiz anlatısı ya da boş bir duvarın dili — hepsi benim için birer başlangıç noktası.

Üç yılı aşkın süredir serbest fotoğrafçı olarak sokak, portre ve mimari odaklı projeler geliştiriyorum. Gözümle değil, ruhumla çektiğim her karede bir anlam arayışı var. Serbest çalışmalarda, aynı zamanda görsel teknikler, içerik üretimi ve renk düzenleme gibi süreçlerde danışmanlık deneyimi de edindim. Lightroom gibi yazılımlarla renk ve doku düzenlemeleri yaparken, bazen sadece analog makinelerin sunduğu beklenmedik kusurlara teslim olmayı da seviyorum.

Bahçeşehir Üniversitesi’nde katıldığım “Contemporary Photography Practices” dersi sayesinde fotoğrafı yalnızca teknik değil, düşünsel bir üretim alanı olarak da sorgulama fırsatı buldum. Bu görsel üretimlerin birçoğu kendi kişisel portföyümde yer alıyor. Benim için fotoğraf, yalnızca bir anlatı değil; kimi zaman tiyatroyla, kimi zaman müzikle kesişen disiplinler arası bir yaratım biçimi.